VESTED
MALATYA VETERİNER SAĞLIK TEKNİSYENLERİ / TEKNİKERLERİ

1- ANA SAYFA



MESLEKİ SİTELER

http://www.vested.org.tr/tr/default.asp

http://arbtarimsaldanismanlik.tr.gg/
 


 
 
Veteriner Sağlık Teknisyenleri Derneği  (VESTED) 30. Olağan Genel Kurulu,24 Nisan 2016 Pazar günü Saat:10.30'da Ankara Başkent Öğretmenevinde gerçekleştirilmiştir.Yoğun katılımla gerçekleşen genel kurulda tüzük değişikliği ile derneğimizin adı  Veteriner Sağlık Teknisyenleri-Teknikerleri Derneği  (VESTED olarak değiştirilmiştir.Genel Başkanlığa Av.Ali SELEK seçilmiştir.
   Yeni seçilen yeni yönetime başarılar diliyoruz.Eski yönetime de yapmış  olduğu çalışmalarda dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz.



Yetki Karmaşası Hayvancılığa Zarar Veriyor

 
     Ülkemizde son zamanlarda yaşanan Hayvan Hastalıkları İle Mücadele Konusunda yaşanan sıkıntıların başında gelen çalışan personele dair yetki karmaşası besici ve yetiştiriciyi büyük sıkıntıya sokmuştur. 
    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına ait 8 Aralık 2011 tarih ve 28136 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Suni Tohumlama, Tabi Tohumlama ve Embriyo Transferi Faaliyetleri Hakkındaki Yönetmelik” gereği Veteriner Sağlık Teknisyenleri ve Teknikerlerine mesleğini icra etmeleri konusunda“Veteriner Hekim Sorumluluğu”ibaresi getirilmiştir. Son zamanlarda Ülkemizin zor süreçten geçtiği bugünlerde Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Hayvan Islahı konusundaki bu yetki karmaşası Şap Hastalığı ile Mücadele de büyük sıkıntılara yol açtığı görülmektedir.

        Türkiye genelinde bulunan Yetiştirici Birlikleri ve sektör “Veteriner Hekim Sorumluluğu”ibaresi nedeniyle birçok Hukuki İşlemler ve yetki karmaşası ile uğraşmaya maruz bırakılmışlardır. Oysaki eskiden Tarım Bakanlığı bünyesinde olan Veteriner Sağlık Meslek Liselerinde okuyan bu kişiler Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Suni Tohumlama üzerine müfredata uygun bir şekilde eğitimlerini almışlardır.

     Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında bu yetki karmaşasına son verilmesi adına ilgili yönetmelikte biran önce değişikliğe gidilmesi, hem çalışan personel açısından hem de sektör açısından sıkıntının ortadan kaldırılması neticesinde Ülke Hayvancılığına büyük katkı sağlayacaktır. 

Tuncay BURHAN
 
(Veteriner Sağlık Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği)
               VESTED Genel Başkanı

 

 

Veteriner Fakültesinde Teknikerlerin Sertifika Sevinci

 Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi tarafından gerçekleştirilen, Veteriner ve Laborant Sağlık Teknikerleri ile Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Teknikerlerinin katıldığı Müfredat Tamamlama ve Suni Tohumlama sertifika eğitimlerinin tamamlanması sonucunda  başvuru sahipleri sertifikalarını almaya hak kazanacaklardır.


Yeni Yönetmelik Çerçevesinde Teknikerler De Suni Tohumlama Yapabiliyor


 Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şevket Arıkan 18 Aralık 2013 tarihinde çıkan “Suni Tohumlama, Tabii Tohumlama ve Embriyo Transferi Faaliyetleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” çerçevesinde Veteriner Hekimler ve Veteriner Sağlık Teknisyenlerinin yanı sıra Teknikerlere’de Suni Tohumlama yapma yetkisi verildiğini söyledi.


     Müfredat Tamamlama Eğitimi


 Teknikerlerin suni tohumlama sertifikası alabilmeleri için öncelikli olarak, müfredat tamamlama eğitimi adı altında 40 saatlik teorik ve uygulamalı suni tohumlama dersi almalarının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından zorunlu hale getirildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Arıkan, bu tür faydalı eğitim hizmetlerini organize etmekten mutlu olduklarını söyledi.


     Yoğun Talep


 Kursa yoğun talep olduğunu belirten Veteriner Fakültesi Dölerme ve Suni Tohumlama Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Numan Akyol, teknikerler için kursların devam ettiğini, ayrıca Veteriner Hekimler ve Teknisyenler için de suni tohumlama kursları düzenleyeceklerini hatırlattı. 


 

Okul yerine cami yapılmasına yargı 'dur' dedi


Samsun'da 48 yıllık Tarım Anadolu Meslek ve Tarım Meslek Lisesi'nin bulunduğu arsaya 10 bin kişilik cami yapılması için Büyükşehir Belediye Meclisi'nde onaylanan nazım imar planı değişikliğine, mahkeme tarafından "dur" denildi.

Samsun Bölge İdare Mahkemesi, okul alanı kullanımının, cami yapımı için 'dini tesis alanına dönüştürülmesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. Samsun İl Müftülüğü, Atakum İlçesi'nin sahil kesiminde 30 dönüm üzerine kurulu 2 bin 700 metrekare kapalı alana sahip Samsun Tarım Anadolu Meslek ve Tarım Meslek Lisesi'nin bulunduğu yere 10 bin kişilik cami yapılması için geçen yıl çalışma başlattı. Müftülük, Türkiye'de sadece 6 tane olan okulun bulunduğu arsaya cami yapılmasını isteyerek, Valiliğe başvurdu. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ise, bakanlığa yazı yazarak konuyla ilgili görüş istedi. Bakanlıktan gelen olumlu yanıt üzerine, 12 Temmuz 2013'de Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yapılan nazım imar planı değişikliğiyle okul alanı kullanımı, cami yapımı için 'dini tesis alanı' kullanımına dönüştürüldü. Alan, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan Milli Emlak Genel Müdürlüğü'ne, ardından da Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredildi.

OKUL AİLE BİRLİĞİ DAVA AÇTI

Bunun üzerine Okul Aile Birliği, 30 Ağustos 2013 tarihinde imar plan değişikliğinin iptali için Samsun 1'nci İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Mahkeme geçen 18 Eylül'de yürütmeyi durdurma talebini reddetti. Bunun üzerine Okul Aile Birliği ret kararının iptali talebiyle Samsun Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurdu.

DAVA SÜRECİ DEVAM EDERKEN TAŞINDI

Dava süreci devam ederken, okul 2014-2015 eğitim döneminde kullanılmayan Gelemen Yatılı Bölge Ortaokulu binasına taşındı. Adı da 'Gelemen Mesleki Eğitim ve Teknik Anadolu Lisesi' olarak değiştirildi.

KAMU YARARI İLKESİNİN GÖZETİLMESİ ZORUNLU

Başlatılan yargı sürecinde Okul Aile Birliği lehine bir karar çıktı. Samsun Bölge İdare Mahkemesi geçen 21 Ekim'de aldığı kararla Samsun 1'nci İdare Mahkemesi'nin kararını kaldırarak imar planı değişikliği işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Mahkeme imar planlarının yargısal denetimi sırasında şehircilik ilkeleri, planlama esasları, imar planlarının bütünlüğü, genel yapısı, kapsadığı alanın nitelikleri, bölgenin ihtiyaçları ve çevrenin korunması gibi olguların yanında kamu yararı ilkesinin de gözetilmesinin zorunlu olduğuna dikkat çekti.

TELAFİSİ GÜÇ ZARARLARA SEBEBİYET VERİR

Karar metninde, "Bu itibarla bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi raporları ve dosyada mevcut bilgi ve belgelerin birlikte incelemesinden, yapılan nazım imar planı değişikliğinin şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olmadığı, bu hususun bilirkişilerce açık, ayrıntılı, somut teknik ve bilimsel olarak ortaya konulduğu sonucuna varılmıştır. Öte yandan, tadilatla yürürlüğe konulan yeni planın yürürlükte kalması ve bu doğrultuda uygulama planının yapılıp cami inşaatının başlama durumunun gerçekleşmesi halinde telafisi güç zararların doğacağı açıktır. Dava konusu plan tadilatının hukuka aykırı olduğu ve uygulanmakla telafisi güç zararlara sebebiyet vereceği kuşku bulunmadığından yürütmenin durdurulması kararı verilmesi gerekmektedir" denildi.

OKUL ESKİ YERİNE TAŞINMALI

Süreci başından beri takip ettiklerini söyleyen Türk Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Levent Kuruoğlu, "Okulun yerine cami yapılması talebi gündeme gelmesinin ardından kamuoyunda bir tepki oluştu. Biz de bu tepkilere katılmıştık. O dönemde eylemler de yapılmıştı. Fakat Valilik ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri bir inat işine girdiler, okulu başka bir yere taşıdılar. Yeni taşınan bina kesinlikle fiziksel olarak yetersiz durumda. Bu durum üzerine Okul Aile Birliği, sendika avukatlarımızla imar planı değişikliğinin yürütmesinin durdurulması için dava açmışlardı. Bölge İdare Mahkemesi yapılan nazım imar planı değişikliğinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yürütmeyi durdurdu. Haklı tepkimiz hukuk tarafından da tescillendi. Bu aşamadan sonra kamuoyunun vicdanını yaralayan bu olaydan bir an evvel vazgeçilmesini bekliyoruz. Önümüzde 24 Kasım Öğretmenler Günü var. Bir iyi niyet göstergesi olarak yetkililerin bu okulun tekrar eski yerine taşınacağını açıklamalarını bekliyoruz" dedi.

 Protokol Cami için ,okul mu yıkılacak

 
Protokol Cami için okul mu yıkılacak
Atakum İlçesi'nde yapılacak olan Protokol Cami için belirlenen alanda yer alan Anadolu Tarım Meslek ve Tarım Meslek Lisesi için boşaltma kararı tebliğ
 Atakum İlçesi'nde yapılacak olan Protokol Cami için belirlenen alanda bulunan Anadolu Tarım Meslek ve Tarım Meslek Lisesi'ne, 'Gelemen YİBO'ya taşının' talimatı gönderildi. 'Okulu boşaltın' talimatına tepki gösteren okul aile birliği üyeleri, alınan kararın kanuna aykırı olduğunu öne sürdü
 
 Protokol Cami için belirlenen alanda bulunan Anadolu Tarım Meslek ve Tarım Meslek Lisesi'nin Gelemen YİBO'ya taşınmasına yönelik çıkan kararın ardından okul aile birliği duruma tepki gösterdi. Okul Aile Birliği Başkanı Nihal Gürpınar, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 'Gelemen YİBO'ya gitmeyeceksiniz' ve 'Alanlı Köyü'nde 52 bin metrekare yer ayrıldı' şeklindeki yazışmalarına ve AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir'in verdiğini öne sürdüğü söze rağmen taşınacak olmaları karşısında sessiz kalmayacaklarını belirtti. 
 
'KANUNA AYKIRI BİR KARAR'

Samsun’un Atakum İlçesi’nde yapılacak olan protokol camii nedeniyle başka bir alana taşınması gereken Anadolu Tarım Meslek ve Tarım Meslek Lisesi’nin yeni yeri belli olmasının ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü, okul yönetimine tebliğ edilen kararla, 'Tekkeköy İlçesi’ndeki Gelemen YİBO’ya taşının' talimatını bildirdi. Okul yönetimine tebliğ edilen kararda taşınma işleminin bir hafta içerisinde tamamlanması gerektiğine yer verilirken; duruma veliler büyük tepki gösterdi. Okul Aile Birliği Başkanı Nihal Gürpınar, okulun taşınmasıyla ilgili yürütmeyi durdurmaya yönelik bir mahkeme açtıklarını ve bu mahkemenin henüz sonuçlanmadığın belirterek, "Okulu boşaltmaya yönelik alınan karar, kanuna aykırıdır. Zira konuyla ilgili devam eden bir mahkememiz var. Mahkeme okula bilirkişi göndermeden ve ardından sonuca ulaşmadan alınmış bir karardır" dedi. 
 
'GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA VAR'
Haber Gazetesinden Ahmet Çağdaş Çatoğlu'nun haberine göre Anadolu Tarım Meslek ve Tarım Meslek Lisesi’nin Gelemen YİBO'ya taşınmasının önünde yasal engellerde bulunduğunu ifade eden Okul Aile Birliği Başkanı Nihal Gürpınar, "İmar Kanununun, İmar Planı Yapılmasına Ait Esaslara Dair Yönetmeliği 27. maddesi açık ve nettir. 'Aynı imar bölgesinde eğitim tesisi alanı olabilecek büyüklükte bir alan ayrılması kaydıyla mümkün olacağı' ifadesi bu konuyu özetliyor. Okulumuzun bulunduğu alandan çıkartılıyorsak aynı imar bölgesinde, yani Atakum İlçesi'nde bir alana taşınmamız gerekiyor. Sorunumuzu dile getirmek için TBMM'ye gittik ve AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir ile görüştük. Kendisi bize Gelemen YİBO’ya gitmemize gönlünün razı olmadığını söylemiş ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünü arayarak Atakum İlçesi'nde bir arsa tahisisi için talimat vermişti. İl Milli Eğitim Müdürlüğünden de bize verilen ilk resmi yazıda ‘Gelemen YİBO’ya gitmeniz söz konusu değil’ diye bilgi yer alıyordu. Ardından bize ulaştırılan İl Milli Eğitim Müdürü imzalı bir başka yazıda ise, ‘Alanlı Köyü’nde bulunan Orman Bölge Müdürlüğü’nden meslek lisesi yapılması amacıyla kesin izni alınan 52 bin metrekare yüzölçümlü taşınmaz ayrılmıştır’ ifadesi yer aldı. Fakat her ne hikmetse bazı kişilerin çıkarları doğrultusunda belediye meclisinden bu karar çıktı. Burada kamuoyunu yanıltma, görevi kötüye kullanma ve suistimal suçları söz konusudur" diye konuştu.
 
'VALİ AKSOY'LA KONUŞAMADIK'
Samsun Valisi Hüseyin Aksoy'a ulaşmak ve dertlerini anlatmak için büyük bir mücadele verdiklerini ancak kabul edilmediklerini öne süren Nihal Gürpınar şunları söyledi: "İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gidiyoruz, İl Müftülüğü'ne gönderiyorlar, İl Müftülüğüne gidiyoruz Valiliğe gönderiyorlar. Herkes topu birbirine atıyor. Samsun Valisi Hüseyin Aksoy'la görüşmek için büyük bir mücadele verdik ancak randevu alamadık. Bu kadar öğrenci velisini görüşmeye değer bulmadı. Bütün kanunları, kuralları çiğneyenlere karşı mücadele ediyoruz. Çünkü Gelemen YİBO'da eğitim yapılacak bir durum yok. Kütüphanesi, uygulama labortuarı, hayvan hastanesi, veteriner hekim odası, rehberlik servisi, kantin, spor ve konferans salonu, öğretmenler odası bulunmayan bir okula gönderiliyoruz. Bir de uzaklık sorunu var. Öğrencilerin stajları, dershaneleri için şehir merkezine ulaşımını düşünen de yok. Tepkimizi dile getirmeye devam edeceğiz."




SEVİMLİ ÇOBAN KÖPEKLERİMİZ                                                  
                                                                                     Ali Rıza BOZKURT
                                                                                     Tarım Danışmanı
                                                                                      Vet.Sağ.Teknikeri
   Köpekler yüzyıllardır insanoğlu ile yakın bir ilişki içinde olmuşlardır.Hep sahiplerine sadık kalmış,sahiplerinin tüm can ve mal güvenliklerini sağlamak üzere hem bekçilik,hem de çöpçülük görevi yaparak   çevrenin temiz kalmasını sağlamışlardır. 

 

   Ancak yakın ilişikte olduğumuz köpeklerimiz,özelliklede, sürümüzün ayrılmaz parçası olan Çoban köpeklerimizin sağlığını , koyun ve keçimizin sağlığını düşündüğümüz kadar köpeğimiz inde sağlığını düşünmeliyiz Çünkü köpeğimizin sağlığını düşündüğümüz zaman ,aslında önce kendimizin ve bin bir türlü zorluklarla ürettiğimiz   evimizin,çocuğumuzun ve kızımızın,oğlumuzun  geçimi olan koyun ve keçilerimizin de sağlığını korumuş oluruz.
Köpekler de insan ve hayvanlara geçen hastalıkları önlemek sizlerin ellerindedir.Şimdi sevimli ve sürümüzün can dostu köpeklerimizin dışkıları ile meraya bulaşan larvaların nasıl Koyun ve keçilerimizi hasta ettiğini,nasıl delirdiğini ve köpeklerin barsaklarında bulunan bir şeridin larvaların meralara bulaşması ile nasıl hayvanların organlarında kist ile sonuçlanan tahribatlar yaptığını ,bu larvaların nasıl bir safhada geçerek insanları ve hayvanları geçtiğine bakalım.
 DELİBAŞ KASTALIĞI (Delibaş hastalığı köpeklerin gaitası ile otlara bulaşması ve bu otların hayvanlar tarafında yenmesi ile bulaşır.)
         Nasıl bulaşır? 
         Köpeklerde yaşayan bir tenyanın larva formudur. Koyun ve keçiler bu tenyanın ara konakçısıdır. Hastalıklı köpeklerin dışkısı ile enfekte olan meralarda otlayan koyun ve keçiler bu etkeni alırlar.   merkezi sinir sisteminde (beyin, beyincik, omurilik soğanı) yerleşmektedir. 
        Nasıl tanınır? 
       Hayvanlar durgun, başları aşağıya ve yana eğik vaziyettedir. Başlarını yemliklere, duvarlara yaslarlar, diş gıcırdatma ve görme bozukluğu, ileri safhalarda körlük meydana gelir. Hayvanlar kendi etraflarında dönerler (bu yüzden delibaş hastalığı denmiştir). Daha sonra felç görülebilir. Ölüm bir hafta içinde meydana gelir. Genç hayvanlarda daha fazla görülür. 
     Nasıl tedavi edilir? 
     Tedavi, ilerlemiş durumlarda, hastalığın son dönemlerinde mümkün değildir. Bu durumdaki hayvanlar kesime sevk edilir. Hastalık erken döneminde fark edilirse, etkili ilaçlarla tedavi şansı olabilir. Ancak asıl tedbir, bu parazitin son konakçısı olan köpeklerin tedavi edilmesidir. Bu amaçla köpekler sık sık etkili ilaçlarla ilaçlanarak,ilaçlamadan sonra bir gün bağlı bırakılarak,gaitasının meraya bulaşmaması için hemen yakarak imha etmemiz gerekmektedir. Meralarımızın temiz kalıp,hayvanlarımızın hastalanmaması için köpeklerimizi mutlaka  en az yılda iki kez ilaçlamamız ve köy meramızın temiz kalması için köyümüzdeki tüm köpeklerin aynı şekilde ilaçlamasının yapılması gerekmektedir.
 
 
 
          EKİNOKOK ( Köpeklerin barsaklarında yaşayan şeridin yumurtalarının gaita ile otlara bulaşması ile insanlara ve hayvanlara bulaşmaktadır.)
                Hayvanların yanı sıra, insanlara da çok kolay geçebilen bir parazit olması sebebi ile, insan ve hayvan sağlığı açısından
          çok önemlidir. 
               Nasıl bulaşır?
             Kesin konakçısı olan köpeklerin bağırsaklarında yaşayan küçük bir şerit bu hastalığa sebep olur. Bu şeritlerin yumurtaları dışkı ile dışarı atıldığında, etrafta bulunan sebzelere, meyvelere veya köpeklere, elle temasla bulaşmakta, bazen de toz-toprak ile karışmaktadır. 
             Daha sonra bu bulaşık sebze-meyvelerden, ellerimizden, toz-topraktan da insanlara bulaşmaktadır. Ağız yolu ile mide-bağırsağa gelip açılmakta, orada gelişmekte ve daha sonra çeşitli organlara gidip yerleşmektedir. Yerleştiği yerlerde Kist hidatik adı verilen içi su dolu keseler meydana getirmekte ve bu keseler zamanla giderek büyümektedir. Şiddetli ağrılara ve zayıflamaya sebep olur. Eğer bu içi su dolu keseler patlarsa ölüme sebebiyet verirler. Ameliyatla bu keselerin patlatılmadan, dikkatlice çıkarılması gerekmektedir.
              Koyun ve keçilerde de aynı şekilde gelişmektedir. Eğer bu hasta hayvanların kistli iç organları köpekler tarafından yenirse, onların bağırsaklarında tekrar küçük şeritler oluşmakta, yumurtaları dışarı çıkarak insan ve hayvanlar tarafından alındığında da yine hastalık oluşmakta ve bu döngü böylece devam etmektedir.
  
       Korunma ve tedavi nasıl yapılır? 
         Bu sebeple, bu döngüyü kırmak, bu zincirin halkalarını koparmak gerekir. Köpekler düzenli olarak bu şeritlere karşı ilaçlanmalı ve asıl önemlisi kist hidatikli (içi su dolu keseli) organlar asla köpeklere verilmemelidir. Böyle hastalıklı organlar, yakılarak, derin çukurlara gömülerek veya üzerlerine kireç dökülüp gömülmek suretiyle imha edilmelidir.Ayrıca Yılda Bir kez KUDUZ aşısını da yaptırmayı ihmal etmemeliyiz.         
          * Kesinlikle su dolu keseli organları, kesinlikle köpeklerin yemesine izin verilmemeli, bunu herkese anlatıp öğretmeli ve herkesin de yedirmemesi sağlanmalıdır. 
          **Köpeklerinizin ve Hayvanlarınızın Sağlıkla ilgili sorunlarınızı mutlaka Veterinerinize ve Gıda tarım ve Hayvancılık İl veya İlçe Müdürlüklerinize iletiniz.                                                                                                          
                        
 
 
 
 
 
 


KOYUNCULUĞUMUZUN GENEL DURUMU


 

 

 

Koyun yetiştiriciliği et üretimi, süt üretimi, yün üretimi ve deri üretimi açısından ülke ekonomisinde önemli yer tutmaktadır.
   Önceki yıllarda 40 milyonun üzerinde olan koyun varlığımız, son yıllarda azalma göstermiştir. Halen yaklaşık 30 milyon koyuna sahibiz.  

Koyun varlığımızın sayıca azalmasına karşın yıllarla birlikte ülke nüfusunun arttığını göz önüne aldığımızda, koyunculuğumuzun mutlaka geliştirilmesi gerektiği anlaşılır.  

Ayrıca toplum olarak koyun eti tüketim alışkanlığımız ve özellikle damak zevkimize dayanan kuzu eti talebinde bir azalma söz konusu değildir. 

KOYUN YETİŞTİRİCİLİĞİ NEDEN AZALIYOR?  

Köyleri şehirlerin imkanlarına kavuşturamayışımız nedeniyle köyden kente fazlaca göç tüm tarımsal uğraşlarda yetiştirici sayısını azaltmaktadır.  

Değişen sosyoekonomik yapı içerisinde, koyunculuk gibi yoğun emek ve ilgi isteyen bu yetiştiricilik dalı özellikle gençler tarafından cazip görülmemektedir.  

Ayrıca çok uzun yıllardan beri aşırı otlatmadan dolayı yorulan ve fakirleşen otlaklarımız, yıllık beslenmesinin büyük bölümünü mer'ada geçirmek zorunda olan koyunlar için yetersiz duruma gelmiştir.  

Ya göç alan yerler?  

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri özellikle çiftçilik yapacak genç nüfusunu göç verirken, göç alan batı ise aşırı betonlaşma ile yok edilen çayır-meralar tarım arazileri koyunculuğumuza daha da büyük darbe vurmuş, bugünkü gerileme meydana gelmiştir.  

Fakat koyun sayımız yinede az değildir, ayrıca özellikle Doğu Anadolu bölgesinde o güzelim mer'alar yine en iyi şekilde koyunculuk ile değerlendirilebilir.  

Resim 1: Koyunculuk ülke ekonomisinde önemli yer tutar.  

KOYUNCULUĞUN ÜLKE EKONOMİSİNDE ÖNEMİ 

Ülkemizde yaklaşık olarak et üretiminin üçte biri, süt üretiminin beşte biri koyundan elde edilmektedir. 

Ülkemizde bir yılda üretilen koyun eti miktarı 1998 yılı verilerine göre 87 841 ton, kuzu eti ise 56 862 tondur. Koyunlardan elde edilen süt miktarı 813 078 ton, keçilerden ise 265 445 tondur.Bir tarım ülkesi olarak gerek toplam üretim miktarları, gerekse kişi başına düşen miktarlar diğer ülkelere göre düşüktür. 

O halde geri kalmış koyunculuğumuzu geliştirmemiz gerekir. 

KOYUNCULUK NASIL GELİŞİR?

 

Ülkemizde koyunculuğumuza ait bugünkü genel yapıda; hem Devletimize, hem bu işin bilimi ile uğraşan kişi ve kuruluşlara ve hem de yetiştiricilerimize önemli görevler düşmektedir. 

Sürü ıslahının yanı sıra öncelikle otlak ve meralar korunup ıslah edilmeli ve verimlerinin artırılması için iyi bir organizasyon yapılmalıdır. 

Ülke çapında tespit edilen otlak ve mera alanlarından yararlanan köylerde, yılın belli dönemlerinde bitki gelişmesini sağlamak üzere dinlendirme yapılmalıdır. 

En azından meralarda hayvansal gübre saçımı ve istenmeyen çalılık ve zararlı otların yok edilmesinde, bundan yararlanan siz çiftçiler ortak mücadele etmelidir. 

Koyunculuğu geliştirme girişimlerinde öncelikle çevre ve bakım şartlarında iyileştirmeler düşünülmelidir. 

Şayet yurtdışından veya içinden üstün verimli bir ırk getirilecekse, önce yaşayabileceği ve üstün verimlerini sürdürebileceği ortam hazırlanıp sonra getirilmelidir. 

Aksi takdirde, genelde olduğu gibi sadece yurtdışına döviz kaptırmaktan ileri gidemeyiz. 

Ayrıca otlak şartları uygun, yem girdileri nispeten ucuz temin edilebilen ve geleneksel olarak bu işe uygun yörelerde yetiştiriciler kooperatif, birlik ve benzeri şekilde örgütlenerek üretim ve pazarlama koşullarında üstünlük sağlayabilirler.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol